2 Ekim 2007 Salı

Kısadan Hisse - T -

Yolda karşılaştığımızda ezan okunuyordu.

- Gel seni camiye götüreyim.Bugün cuma biliyorsun.. dedim

- Sen de benim camiye gitmediğimi biliyorsaun.. dedi

- Biliyorum ama sebebini gerçekten merak ediyorum

- Ne bileyim, olmuyor işte. Hem pantolonumun ütüsü bozulup dizleri çıkar diye endişe ediyorum..dedi

- Gayri ihtiyari gülmeye başladım.

- Herhalde şaka yapıyorsun.Bunun için cami terk edilir mi ? .. dedim

- Ciddi söylüyorum.Giyimime ve özellikle yeşile düşkün olduğumu bilirsin... dedi

- Gerçekten de öyleydi.Giydiği birbirinden güzel elbiseleri; mutlaka yeşilin bir başka tınundan seçer ve herzaman ütülü tutardı..

- Peki.. dedim . Hayatında hiç camiye gitmedin mi ?

- Çocukken dedemle birkaç kere gitmiştim.Hem o yaşlarda dizlerim aşınacak diye herhalde endişe etmiyordum.Fakat artık camiye gidebileceğimi zannetmiyorum..

Söyledikleri beni son derece şaşırtmış ve bu konuyu açtığıma pişman etmişti.Daha sonra tokalaşıp ayrıldık.Onunla konuşmamızdan iki ay sonra; kendisinin camide olduğunu söylediler.Bahçedeki namaz safının en önünde duruyordu ve yine yeşiller vardı üzerinde.Yavaşça yanına yaklaştım ve Kısık sesle :

Hani gelmeyecektin ? ..dedim

Hiç ses çıkartmadı.Çünkü musalla taşının üzerinde , yeşil örtülü bir tabut içinde yatıyordu..,

Hiç yorum yok: